Antakya Kent Merkezi Pilot Proje Alanı Konut Yerleşkesi
- Proje Tarihi: 2024
- Yer: Antakya
- İşveren: TTV
- Proje Ekibi: Cem İlhan, Tülin Hadi, Ayşegül Ersin, Almira Su Köker, Efe Toz
- Tipoloji:
- Konut
TeCe Mimarlık tarafından hazırlanan mimari proje, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremden en çok etkilenen şehirlerin başında gelen Hatay’ın kent merkezinin yeniden hayat bulmasını, kültürel mirasını ve kent kimliğinin korunmasını amaçlayan pilot proje alanında yer almaktadır. Proje, Türkiye Tasarım Vakfı’nın oluşturduğu iş birliği platformunca yürütülen tasarım ve proje çalışmaları çerçevesinde hazırlanan masterplan çerçevesinde alınan prensip kararları ve sayısal veriler doğrultusunda geliştirilmiştir. Aynı masterplanda belirlenen ilkeler doğrultusunda proje sınırları içindeki mahallelerde demografik yapı ve hak sahipliği korunmuş, yoğunluk deprem öncesi değerde tutularak ek konut üniteleri önerilmemiştir. Böylece önceki komşuluk ilişkilerinin ve mülkiyet haklarının korunarak bölgeye ek nüfus getirilmemesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede tüm çalışmalarda, deprem öncesi mülkiyet pozisyonlarına en yakın noktada konut ünitelerinin sahiplerine verilmesi hedeflenmiştir.
Projenin özünde geleneksel Antakya avlulu yapı kültürünün yeniden yorumlanması yatmaktadır. Avlular, salt biçimsel bir karar olmanın ötesinde, sakinlere tabiatla hemhal olacakları bir yaşam deneyimi sunar. Bu avlular, düşeyde sosyal etkileşimi teşvik ederken, yatayda da komşuluk ilişkilerini güçlendirir. Avlulu yapı morfolojisi, Hatay’ın sıcak iklimini esas alan keyifli ve huzurlu bir atmosfer sunar.
Tasarıma konu yapı adası, çeperde kamusal ve kent yaşantısı ile daha bütünleşik, ancak ada çeperini oluşturan blokların arkasında üretilen avlu mekanlarında ise daha içe dönük, yarı kamusal ama komşuluk ilişkilerini de teşvik edecek bir kurguya sahiptir. İç avlular güvenli, taşıttan arındırılmış huzurlu bir gündelik yaşamı üretecektir. Blok girişleri yapı adasının Oymak, Yeşil ve Mimar Sinan Sokaklardaki çeperini oluşturan birimlerde sokaktan, ada içinde kalan bloklarda ve Cengiz Caddesi’ne bakan bloklarda iç avlulardan alınmıştır. Komşuluk ilişkileri ve yaya akışkanlığının artırılması amacıyla dizi blokların zemin katlarından doğrudan avluya erişim de sağlanmıştır. Böylelikle daire sakinlerinin birbirileri ile karşılaşmaları ve ortak, yeşil alanla bütünleşik bir gündelik yaşamı paylaşmaları kuvvetlendirilmiştir.
Yerleşim kurgusunda Cengiz Caddesi boyunca zemin kotunda hem ana planda öngörülmüş olan, hem de komşu etaplardaki zemin fonksiyonlarının karşılıklılık ve süreklilik ilişkisi dikkate alınarak ticaret kullanımı devam ettirilmiştir. Bitişik nizam çeper blokları yer yer koparılarak kitle etkisi yumuşatılmış, ada içine farklı yönlerden doğrudan yaya erişim sağlanmıştır. Bloklar kendi ayrık çekirdekleri ile çalıştırılmış, deprem öncesinde var olan apartman tipolojisinden gelen alışkanlıklar herhangi bir yabancılaşma yaratmayacak şekilde ama bu sefer bitişik nizam ile sağlanmıştır. Böylece talep edilen mahremiyet de gerçekleştirilmiştir.
Oymak Sokak, Mimar Sinan Sokağı ve Yeşil Sokak boyunca zemin katlar konuta bırakılmıştır. İhtiyaç programında belirtilen birimlerin arazinin kendi içinde sahip olduğu eğime paralel ve rahat biçimde yerleşmesi, çevre sokaklardan engelliler, yaşlılar, bebekli ailelerin gündelik yaşamını kolaylaştıracak düzayak girişler elde edilmesi hedeflenmiş ve elde edilmiştir. Bu erişim kolaylığının yanı sıra, konutlara ait açık alanlarda engelli dolaşımı rahat biçimde gerçekleşmektedir. Yerleşimin genelinde ana planda belirlenen alçak katlı blok nizamına uyulmuştur. Ada içinde kalan peyzaj alanları tamamen konutlarda yaşayanların kullanımına bırakılmış, arazideki kot farklarını aşmak üzere yapılan peyzaj düzenlemelerinin ara mekanların büyüklüğünü insan ölçeğine yaklaştıracağı düşünülmüştür.
Dirençlilik konusu giderek önem kazanırken bu tip konut yerleşimlerinde toplumsal dirençliliği artırmak, en küçük toplu yaşam birimleri olan konut yerleşimlerinde de yaratıcılığı ve birlikte yaşama kültürünü artıracak olanaklar oluşturmak önem kazanmaktadır. Bu amaçla tasarımda, yerleşimin sakinleri arasında komşuluk ilişkileri ve paylaşım alışkanlıklarının gelişmesini sağlayacak ortak aktiviteler, atölye çalışmaları, toplantıların gerçekleştirilebileceği alanlar üretilmiştir.
Projede maliyetsiz, alçak gönüllü ve yalın bir cephe anlayışı hedeflenmiştir. Malzeme paleti minimumda tutularak zemin kat hizasında doğal taş kaplama, üst katlarda ise 2 ana renkten oluşacak patinalı hazır sıva önerilmiştir. Ferah balkon alanları tasarlanırken cumba esprisi farklı bir şekilde yeniden yorumlanarak cephelere derinlik katılmış ve hareketlendirilmiştir. Son kat hizasında yer yer yapılan boşaltmalar da tekdüzeliği kırmakla kalmayıp bu kotlarda gölgeli ortak açık alanların üretilmesine katkıda bulunmaktadır.