Bakırköy Kent Meydanı
- Proje Tarihi: 2020
- Yer: Bakırköy, İstanbul
- İşveren: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı
- Proje Ekibi: Cem İlhan, Tülin Hadi, İdil Akyol, Murat Ersoy, Sezin Beldağ, Su Kapkın, Ilgın Depdep
- Tipoloji:
- Kentsel Tasarım
İstanbul’un uzun ve köklü geçmişe sahip yerleşimlerinden biri olan Bakırköy, Roma İmparatorluğu’ndan bugüne gelen tarihi boyunca fiziksel, kültürel ve sosyal katmanlarda sahip olduğu birikimin önemli kısmını yitirmiştir. Uzun geçmişine karşın bugünün Bakırköy’ünden bahsedildiğinde hafızada karakteristik bir görünüm canlanamamaktadır. Bakırköy’ü araştırmak üzere başvurulan neredeyse her kaynakta fiziksel, kültürel ve sosyal boyutta yaşanan ani değişiklikler ve bu değişikliklerin yarattığı kayıplardan, yitirilen değerlerden bahsedilmektedir. Kültürel mirası oluşturan yapı stoğu yok olmuş, Bakırköy’ün farklı kimliklere mensup yerlileri göçmüş, sosyal ilişkiler zayıflamış, yaşantı değişmiştir. Buradan hareketle, yarışma alanı ve odağında bulunan Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı’nın mevcut durumda karşı karşıya olduğu en temel problem “farklı bağlamdaki ilişkilerdeki süreksizlikler” olarak tanımlanabilir. Fiziksel mekandaki süreksizlikler, hafızadaki süreksizlikler ve sosyal yaşamdaki süreksizlikler ve bunların olumsuz etkileri her adımda güçlü şekilde hissedilmektedir.
Toplumsal ilişkileri geliştirecek bir kamusal alan olarak Bakırköy Meydanı tasarımında birlikte var olabilme, zengin bir ortak bellek konusu önemsenmektedir. Bu düşünceyle tasarımda bellek, mekana aidiyeti yükselten, bugünün kamusallığının bir kurucu katmanı olarak ele alınmaktadır. Kentin en eski yerleşimlerinden biri olan Bakırköy’ün kendine has çekiciliği ve giderek metropolün daha da önemli bir düğüm noktası haline gelecek olması, meydan ve çevresinin kamusallığını elbette kendiliğinden yükseltecektir. Ancak burada kamusallık ve kentsel belleğin tasarımın odağı olarak nasıl ele alınması gerektiği kritik bir konu olarak değerlendirilmiş, yitirilmiş olanın hüznüyle tarihselciliğe saplanmadan kültürel birikime saygı duyup, Bakırköy’e hak ettiğini veren bir yaklaşım benimsenmiştir.
Tasarım konusu, Bakırköy’ün tarihsel merkezini oluşturan mekanların bugünkü fiziki durumunu iyileştirecek çözüm önerileri aramakla kalmayıp, müşterek bir mekan olarak kent meydanına nasıl yaklaşmak gerektiğini düşünmek için bir fırsat sunarken beraberinde kamusal mekanın nasıl üretileceği, kimler tarafından paylaşılacağı, nasıl yönetileceğine gibi cevabı aranacak üç temel soruyu beraberinde getirmektedir. Bu sorulara cevaben mekanın salt fiziki özelliklerine odaklanmakla kalmayıp aynı zamanda kamusal mekanı var eden toplumsal, ekonomik, kültürel ve yönetsel ilişkilerin hesaba katıldığı çok katmanlı bir ele alış önemsenmiştir.